Skip to main content

وَمَا
ve yoktur
يُغْنِى
faydası
عَنْهُ
ona
مَالُهُۥٓ
malının
إِذَا
zaman
تَرَدَّىٰٓ
çukura düştüğü

vemâ yugnî `anhü mâlühû iẕâ teraddâ.

O kimse ölüp ateşe yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
عَلَيْنَا
bize aittir
لَلْهُدَىٰ
doğru yola iletmek

inne `aleynâ lelhüdâ.

Bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
لَنَا
bizimdir
لَلْءَاخِرَةَ
son da
وَٱلْأُولَىٰ
ilk de

veinne lenâ lel'âḫirate vel'ûlâ.

Şüphesiz ahiret de, dünya da Bizimdir.

Tefsir

فَأَنذَرْتُكُمْ
ben sizi uyardım
نَارًا
bir ateşe karşı
تَلَظَّىٰ
alev saçan

feenẕertüküm nâran teleżżâ.

Sizi alevler saçan ateşle uyardım;

Tefsir

لَا يَصْلَىٰهَآ
ona girmez
إِلَّا
başkası
ٱلْأَشْقَى
haydut olandan

lâ yaṣlâhâ ille-l'eşḳâ.

Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.

Tefsir

ٱلَّذِى
o ki
كَذَّبَ
yalanlandı
وَتَوَلَّىٰ
ve sırtını döndü

elleẕî keẕẕebe vetevellâ.

Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.

Tefsir

وَسَيُجَنَّبُهَا
ve ondan uzak tutulur
ٱلْأَتْقَى
en muttaki olan

veseyücennebühe-l'etḳâ.

Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur.

Tefsir

ٱلَّذِى
o ki
يُؤْتِى
(hayra) vererek
مَالَهُۥ
malını
يَتَزَكَّىٰ
arınır yücelir

elleẕî yü'tî mâlehû yetezekkâ.

Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur.

Tefsir

وَمَا
ve yoktur
لِأَحَدٍ
hiç kimsenin
عِندَهُۥ
onun yanında
مِن
hiçbir
نِّعْمَةٍ
ni'meti
تُجْزَىٰٓ
karşılık verilecek

vemâ lieḥadin `indehû min ni`metin tüczâ.

O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.

Tefsir

إِلَّا
yalnız
ٱبْتِغَآءَ
ulaşmak için
وَجْهِ
rızasına
رَبِّهِ
Rabbinin
ٱلْأَعْلَىٰ
yüce

ille-btigâe vechi rabbihi-l'a`lâ.

O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.

Tefsir