قُلْ اَنْفِقُوْا طَوْعًا اَوْ كَرْهًا لَّنْ يُّتَقَبَّلَ مِنْكُمْ ۗاِنَّكُمْ كُنْتُمْ قَوْمًا فٰسِقِيْنَ ( التوبة: ٥٣ )
Say
قُلْ
de ki
"Spend
أَنفِقُوا۟
sadaka verin
willingly
طَوْعًا
gönüllü
or
أَوْ
veya
unwillingly;
كَرْهًا
gönülsüz
never will be accepted
لَّن يُتَقَبَّلَ
kabul edilmeyecektir
from you
مِنكُمْۖ
sizden
Indeed you
إِنَّكُمْ
çünkü siz
[you] are
كُنتُمْ
oldunuz
a people
قَوْمًا
bir kavim
defiantly disobedient"
فَٰسِقِينَ
yoldan çıkan
ḳul enfiḳû ṭav`an ev kerhel ley yüteḳabbele minküm. inneküm küntüm ḳavmen fâsiḳîn. (at-Tawbah 9:53)
Diyanet Isleri:
De ki: "İstekli yahut isteksiz olarak verin, nasıl olsa kabul edilmeyecektir. Siz şüphesiz fasık bir topluluksunuz."
English Sahih:
Say, "Spend willingly or unwillingly; never will it be accepted from you. Indeed, you have been a defiantly disobedient people." ([9] At-Tawbah : 53)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
De ki: İster gönül rızasiyle, ister zorla ve istemeyerek Tanrı uğrunda mal harcedin, kesin olarak bu harcayışınız kabul edilmeyecek, şüphe yok ki siz, buyruktan çıkmış kötü bir topluluksunuz.