kellâ iẕâ dükketi-l'arḍu dekken dekkâ.
Ama yer, çarpılıp paralandığı zaman;
vecâe rabbüke velmelekü ṣaffen ṣaffâ.
Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,
vecîe yevmeiẕim bicehenneme yevmeiẕiy yeteẕekkeru-l'insânü veennâ lehü-ẕẕikrâ.
O gün, cehennem ortaya konur. O gün insan öğüt almaya çalışır ama artık öğütten ona ne?
yeḳûlü yâ leytenî ḳaddemtü liḥayâtî.
"Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım" der.
feyevmeiẕil lâ yü`aẕẕibü `aẕâbehû eḥad.
O gün, hiç kimse, Allah'ın azabettiği gibi azabedemez.
velâ yûŝiḳu veŝâḳahû eḥad.
Hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibisini bağlayamaz.
yâ eyyetühe-nnefsü-lmuṭmeinneh.
Ey huzur içinde olan can!
irci`î ilâ rabbiki râḍiyetem merḍiyyeh.
O, senden, sen de O'ndan hoşnut olarak Rabbine dön!
fedḫulî fî `ibâdî.
Ey can! İyi kullarımın arasına gir.