وَمَا نَقَمُوْا مِنْهُمْ اِلَّآ اَنْ يُّؤْمِنُوْا بِاللّٰهِ الْعَزِيْزِ الْحَمِيْدِۙ ( البروج: ٨ )
And not
وَمَا
ve
they resented
نَقَمُوا۟
öc almadılar
[of] them
مِنْهُمْ
onlardan
except
إِلَّآ
başka bir sebeple
that they believed
أَن يُؤْمِنُوا۟
inanmalarından
in Allah
بِٱللَّهِ
Allah'a
the All-Mighty
ٱلْعَزِيزِ
aziz
the Praiseworthy
ٱلْحَمِيدِ
övgüye layık
vemâ neḳamû minhüm illâ ey yü'minû billâhi-l`azîzi-lḥamîd. (al-Burūj 85:8)
Diyanet Isleri:
Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandı. Allah her şeye şahiddir.
English Sahih:
And they resented them not except because they believed in Allah, the Exalted in Might, the Praiseworthy, ([85] Al-Buruj : 8)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve ancak üstün ve hamde layık Allah'a inandıkları için onları azaplandırmadalar.