وَإِذَا
ve zaman
قُرِئَ
okunduğu
عَلَيْهِمُ
kendilerine
ٱلْقُرْءَانُ
Kur'an
لَا يَسْجُدُونَ۩
secde etmiyorlar
veiẕâ ḳurie `aleyhimü-lḳur'ânü lâ yescüdûn.
Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?
بَلِ
bilakis
ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟
inkarcılar
يُكَذِّبُونَ
yalanlıyorlar
beli-lleẕîne keferû yükeẕẕibûn.
Aksine, inkarcılar yalanlıyorlar.
وَٱللَّهُ
ve Allah
أَعْلَمُ
biliyor
بِمَا
şeyi
يُوعُونَ
içlerinde gizledikleri
vellâhü a`lemü bimâ yû`ûn.
Oysa, Allah, onların sakladıklarını çok iyi bilir.
فَبَشِّرْهُم
onlara müjdele
بِعَذَابٍ
bir azabı
أَلِيمٍ
acıklı
febeşşirhüm bi`aẕâbin elîm.
Onlara can yakıcı azabı müjde et.
إِلَّا
ancak
ٱلَّذِينَ
kimseler
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
وَعَمِلُوا۟
ve yapanlar
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
yararlı işler
لَهُمْ
onlar için vardır
أَجْرٌ
bir mükafat
غَيْرُ
olmayan
مَمْنُونٍۭ
kesintisi
ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm ecrun gayru memnûn.
Yalnız, inanıp yararlı işler işleyenlere, onlara, kesintisiz ecir vardır.