femeni-btegâ verâe ẕâlike feülâike hümü-l`âdûn.
Bu sınırları aşmak isteyenler, işte onlar, aşırı gidenlerdir.
velleẕîne hüm liemânâtihim ve`ahdihim râ`ûn.
Emanetlerini ve sözlerini yerine getirenler,
velleẕîne hüm bişehâdetihim ḳâimûn.
Şahidliklerini gereği gibi yapanlar,
velleẕîne hüm `alâ ṣalâtihim yüḥâfiżûn.
Namazlarına riayet edenler,
ülâike fî cennâtim mükramûn.
İşte onlar, cennetlerde ikram olunacak kimselerdir.
femâ lilleẕîne keferû ḳibeleke mühti`în.
İnkar edenlere ne oluyor, sana doğru sağdan soldan topluluklar halinde koşuşuyorlar?
`ani-lyemîni ve`ani-şşimâli `izîn.
İnkar edenlere ne oluyor, sana doğru sağdan soldan topluluklar halinde koşuşuyorlar?
eyaṭme`u küllü-mriim minhüm ey yüdḫale cennete ne`îm.
Onlardan herbiri nimet bahçesine konulacağını mı umuyor?
kellâ. innâ ḫalaḳnâhüm mimmâ ya`lemûn.
Hayır; doğrusu onları kendilerinin de bildikleri şeyden yaratmışızdır.
felâ uḳsimü birabbi-lmeşâriḳi velmegâribi innâ leḳâdirûn.
Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeğe Bizim gücümüz yeter ve kimse de önümüze geçemez.