Skip to main content

۞ وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْۗ وَاِنْ يَّقُوْلُوْا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْۗ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُّسَنَّدَةٌ ۗيَحْسَبُوْنَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْۗ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْۗ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُ ۖاَنّٰى يُؤْفَكُوْنَ  ( المنافقون: ٤ )

And when
وَإِذَا
ve zaman
you see them
رَأَيْتَهُمْ
onları gördüğün
pleases you
تُعْجِبُكَ
hoşuna gider
their bodies
أَجْسَامُهُمْۖ
cisimleri
and if
وَإِن
ve eğer
they speak
يَقُولُوا۟
konuşsalar
you listen
تَسْمَعْ
dinlersin
to their speech
لِقَوْلِهِمْۖ
sözlerini
as if they (were)
كَأَنَّهُمْ
onlar gibidirler
pieces of wood
خُشُبٌ
odunlar
propped up
مُّسَنَّدَةٌۖ
dayatılmış
They think
يَحْسَبُونَ
sanırlar
every
كُلَّ
her
shout
صَيْحَةٍ
bağırtıyı
(is) against them
عَلَيْهِمْۚ
kendi aleyhlerinde
They
هُمُ
onlar
(are) the enemy
ٱلْعَدُوُّ
düşmandır
so beware of them
فَٱحْذَرْهُمْۚ
onlardan sakın
May destroy them!
قَٰتَلَهُمُ
onları kahretsin
Allah!
ٱللَّهُۖ
Allah
How
أَنَّىٰ
nasıl da?
are they deluded?
يُؤْفَكُونَ
döndürülüyorlar

veiẕâ raeytehüm tü`cibüke ecsâmühüm. veiy yeḳûlû tesma` liḳavlihim. keennehüm ḫuşübüm müsennedeh. yaḥsebûne külle ṣayḥatin `aleyhim. hümü-l`adüvvu faḥẕerhüm. ḳâtelehümü-llâh. ennâ yü'fekûn. (al-Munāfiq̈ūn 63:4)

Diyanet Isleri:

Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar.

English Sahih:

And when you see them, their forms please you, and if they speak, you listen to their speech. [They are] as if they were pieces of wood propped up – they think that every shout is against them. They are the enemy, so beware of them. May Allah destroy them; how are they deluded? ([63] Al-Munafiqun : 4)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve onları gördün mü, bedenleri hoşuna gider; ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin; sanki onlar, dayanmış kerestelerdir; her bağrışı, kendi aleyhlerine sanırlar; onlar düşmandır, artık sakın onlardan, Allah gebertsin onları, nelere de kapılıyorlar.