Skip to main content

فَقَدْ كَذَّبُوْا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاۤءَهُمْۗ فَسَوْفَ يَأْتِيْهِمْ اَنْۢبـٰۤؤُا مَا كَانُوْا بِهٖ يَسْتَهْزِءُوْنَ   ( الأنعام: ٥ )

Then indeed
فَقَدْ
işte elbette
they denied
كَذَّبُوا۟
yalanladılar
the truth
بِٱلْحَقِّ
hakkı
when
لَمَّا
ne zaman ki
it came to them
جَآءَهُمْۖ
kendilerine geldi
but soon
فَسَوْفَ
fakat yakında
will come to them
يَأْتِيهِمْ
kendilerine gelecektir
news
أَنۢبَٰٓؤُا۟
haberleri
(of) what
مَا
şeyin
they used to [at it]
كَانُوا۟ بِهِۦ
onunla
mock
يَسْتَهْزِءُونَ
alay ettikleri

feḳad keẕẕebû bilḥaḳḳi lemmâ câehüm. fesevfe ye'tîhim embâü mâ kânû bihî yestehziûn. (al-ʾAnʿām 6:5)

Diyanet Isleri:

Gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeyin haberleri kendilerine gelecektir.

English Sahih:

For they had denied the truth when it came to them, but there is going to reach them the news of what they used to ridicule. ([6] Al-An'am : 5)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Kendilerine, gerçek olan Kur'an gelince onu yalanlarlar, fakat yakında gelecek onlara, alay ettikleri şeye ait haberler.