Skip to main content

فَلَمَّا نَسُوْا مَا ذُكِّرُوْا بِهٖ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ اَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍۗ حَتّٰٓى اِذَا فَرِحُوْا بِمَآ اُوْتُوْٓا اَخَذْنٰهُمْ بَغْتَةً فَاِذَا هُمْ مُّبْلِسُوْنَ  ( الأنعام: ٤٤ )

So when
فَلَمَّا
ne zaman ki
they forgot
نَسُوا۟
unutunca
what they were reminded
مَا ذُكِّرُوا۟
yapılan uyarıları
of [it]
بِهِۦ
kendileri
We opened
فَتَحْنَا
açıverdik
on them
عَلَيْهِمْ
üzerlerine
gates
أَبْوَٰبَ
kapılarını
(of) every
كُلِّ
her
thing
شَىْءٍ
şeyin
until
حَتَّىٰٓ
nihayet
when
إِذَا
sırada
they rejoiced
فَرِحُوا۟
sevince daldıkları
in what
بِمَآ
şey ile
they were given
أُوتُوٓا۟
kendilerine verilen
We seized them
أَخَذْنَٰهُم
onları yakaladık
suddenly
بَغْتَةً
ansızın
and then
فَإِذَا
böylece
they
هُم
onlar
(were) dumbfounded
مُّبْلِسُونَ
bütün umutlarnı yitirdiler

felemmâ nesû mâ ẕükkirû bihî fetaḥnâ `aleyhim ebvâbe külli şey'. ḥattâ iẕâ feriḥû bimâ ûtû eḫaẕnâhüm bagteten feiẕâ hüm müblisûn. (al-ʾAnʿām 6:44)

Diyanet Isleri:

Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık; kendilerine verilene sevinince ansızın onları yakaladık da umutsuz kalıverdiler.

English Sahih:

So when they forgot that by which they had been reminded, We opened to them the doors of every [good] thing until, when they rejoiced in that which they were given, We seized them suddenly, and they were [then] in despair. ([6] Al-An'am : 44)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Derken söylenenleri, verilen öğütleri unuttukları zaman her şeyin kapılarını açtık onlara ve onlar, kendilerine verilen şeylerle genişliğe ulaştıkları gibi hemen ve ansızın onları tutup alıverdik de bütün umduklarından mahrum oldular.