`alâ en nübeddile emŝâleküm venünşieküm fî mâ lâ ta`lemûn.
Ölümü aranızda Biz tayin ettik; sizi ortadan kaldırıp benzerlerinizi yerinize getirmeyi, sizi bilmediğiniz şekilde var etmeyi dilesek kimse önümüze geçemez.
veleḳad `alimtümü-nneş'ete-l'ûlâ felevlâ teẕekkerûn.
And olsun ki, ilk yaratmayı bilirsiniz, yine de düşünmez misiniz?
eferaeytüm mâ taḥruŝûn.
Söyleyin, ektiklerinizi yerden bitirenler sizler misiniz, yoksa Biz mi bitiriyoruz?
eentüm tezra`ûnehû em naḥnü-zzâri`ûn.
Söyleyin, ektiklerinizi yerden bitirenler sizler misiniz, yoksa Biz mi bitiriyoruz?
lev neşâü lece`alnâhü ḥuṭâmen feżaltüm tefekkehûn.
Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".
innâ lemugramûn.
Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".
bel naḥnü maḥrûmûn.
Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".
eferaeytümü-lmâe-lleẕî teşrabûn.
Söyleyin; içtiğiniz suyu buluttan indirenler sizler misiniz yoksa onu Biz mi indiririz?
eentüm enzeltümûhü mine-lmüzni em naḥnü-lmünzilûn.
Söyleyin; içtiğiniz suyu buluttan indirenler sizler misiniz yoksa onu Biz mi indiririz?
lev neşâü ce`alnâhü ücâcen felevlâ teşkürûn.
Dileseydik onu acılaştırırdık; hala şükretmez misiniz?