فَسَلَٰمٌ
selam
لَّكَ
sana
مِنْ أَصْحَٰبِ
ashabından
ٱلْيَمِينِ
sağ
feselâmül leke min aṣḥâbi-lyemîn.
"Ey sağcılardan olan kişi, sana selam olsun!" denir.
وَأَمَّآ
ama
إِن
eğer
كَانَ
ise
مِنَ ٱلْمُكَذِّبِينَ
yalanlayıcılardan
ٱلضَّآلِّينَ
sapık
veemmâ in kâne mine-lmükeẕẕibîne-ḍḍâllîn.
Eğer, sapık yalancılardan ise,
فَنُزُلٌ
bir ziyafet
مِّنْ حَمِيمٍ
kaynar sudan
fenüzülüm min ḥamîm.
Ona kaynar sudan konukluk sunulur.
إِنَّ
elbette
هَٰذَا
budur işte
لَهُوَ
elbette o
حَقُّ
gerçek
ٱلْيَقِينِ
kesin
inne hâẕâ lehüve ḥaḳḳu-lyeḳîn.
Doğrusu kesin gerçek budur.
فَسَبِّحْ
öyleyse tesbih et
بِٱسْمِ
adını
رَبِّكَ
Rabbinin
ٱلْعَظِيمِ
büyük
fesebbiḥ bismi rabbike-l`ażîm.
Öyleyse çok büyük Rabbinin adını tesbih et.