وَلَقَدْ
ve andolsun
أَهْلَكْنَآ
biz helak ettik
أَشْيَاعَكُمْ
sizin benzerlerinizi
فَهَلْ
yok mudur?
مِن
hiç
مُّدَّكِرٍ
öğüt alan
veleḳad ehleknâ eşyâ`aküm fehel mim müddekir.
And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur?
وَكُلُّ
ve her
شَىْءٍ
şey
فَعَلُوهُ
yaptıkları
فِى
mevcuttur
ٱلزُّبُرِ
Kitaplarda
veküllü şey'in fe`alûhü fi-zzübür.
İnsanların yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır.
وَكُلُّ
ve hepsi
صَغِيرٍ
küçük
وَكَبِيرٍ
ve büyük
مُّسْتَطَرٌ
satır satır yazılmıştır
veküllü ṣagîriv vekebîrim müsteṭar.
Küçük ve büyük, hepsi satır satırdır.
إِنَّ
şüphesiz
ٱلْمُتَّقِينَ
muttakiler
فِى جَنَّٰتٍ
cennetlerdedir
وَنَهَرٍ
ve ırmaklar(ın kenarın)dadırlar
inne-lmütteḳîne fî cennâtiv veneher.
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler.
فِى مَقْعَدِ
koltuklarındadırlar
صِدْقٍ
doğruluk
عِندَ
huzurunda
مَلِيكٍ
padişahın
مُّقْتَدِرٍۭ
güçlü
fî maḳ`adi ṣidḳin `inde melîkim muḳtedir.
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler.