veleḳad câe âle fir`avne-nnüẕür.
And olsun ki, Firavun erkanına uyaranlar geldi.
keẕẕebû biâyâtinâ küllihâ feeḫaẕnâhüm aḫẕe `azîzim muḳtedir.
Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık.
eküffâruküm ḫayrum min ülâiküm em leküm berâetün fi-zzübür.
Sizin inkarcılarınız bunlardan daha mı üstündür? Yoksa Kitablarda size bir kurtuluş belgesi mi var?
em yeḳûlûne naḥnü cemî`um münteṣir.
Yoksa: "Biz öç alabilecek bir topluluğuz" mu diyorlar?
seyühzemü-lcem`u veyüvellûne-ddübüra.
Toplulukları dağıtılacak, yüzgeri edileceklerdir.
beli-ssâ`atü mev`idühüm vessâ`atü edhâ veemerr.
Kıyamet onların azap ile vadedildikleri gündür. O ne korkunç, ne acı bir gündür!
inne-lmücrimîne fî ḍalâliv vesü`ur.
Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
yevme yüsḥabûne fi-nnâri `alâ vucûhihim. ẕûḳû messe seḳara.
Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün, onlara: "Cehennemin dokunan azabını tadın" denir.
innâ külle şey'in ḫalaḳnâhü biḳader.
Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.
vemâ emrunâ illâ vâḥidetün kelemḥim bilbeṣar.
Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi anidir.