Skip to main content

وَلَقَدْ
ve andolsun
جَآءَ
gelmiştir
ءَالَ
kavmine
فِرْعَوْنَ
Fir'avn'ın
ٱلنُّذُرُ
uyarılar

veleḳad câe âle fir`avne-nnüẕür.

And olsun ki, Firavun erkanına uyaranlar geldi.

Tefsir

كَذَّبُوا۟
yalanladılar
بِـَٔايَٰتِنَا
ayetlerimizi
كُلِّهَا
bütün
فَأَخَذْنَٰهُمْ
biz de onları yakaladık
أَخْذَ
yakalaması gibi
عَزِيزٍ
aziz olanın
مُّقْتَدِرٍ
ve güçlü olanın

keẕẕebû biâyâtinâ küllihâ feeḫaẕnâhüm aḫẕe `azîzim muḳtedir.

Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık.

Tefsir

أَكُفَّارُكُمْ
sizin kafirleriniz mi?
خَيْرٌ
hayırlı
مِّنْ أُو۟لَٰٓئِكُمْ
ötekilerinizden
أَمْ
yoksa
لَكُم
sizin için (var mı?)
بَرَآءَةٌ
bir beraet
فِى ٱلزُّبُرِ
Kitaplarda

eküffâruküm ḫayrum min ülâiküm em leküm berâetün fi-zzübür.

Sizin inkarcılarınız bunlardan daha mı üstündür? Yoksa Kitablarda size bir kurtuluş belgesi mi var?

Tefsir

أَمْ
yoksa
يَقُولُونَ
diyorlar (mı?)
نَحْنُ
biz
جَمِيعٌ
bir topluluğuz
مُّنتَصِرٌ
muzaffer (yenilmez)

em yeḳûlûne naḥnü cemî`um münteṣir.

Yoksa: "Biz öç alabilecek bir topluluğuz" mu diyorlar?

Tefsir

سَيُهْزَمُ
bozulacak
ٱلْجَمْعُ
o topluluk
وَيُوَلُّونَ
ve dönüp kaçacaklardır
ٱلدُّبُرَ
geriye

seyühzemü-lcem`u veyüvellûne-ddübüra.

Toplulukları dağıtılacak, yüzgeri edileceklerdir.

Tefsir

بَلِ
hayır
ٱلسَّاعَةُ
o sa'attir
مَوْعِدُهُمْ
buluşma zamanları
وَٱلسَّاعَةُ
ve o sa'at
أَدْهَىٰ
cidden çok fecidir
وَأَمَرُّ
ve acıdır

beli-ssâ`atü mev`idühüm vessâ`atü edhâ veemerr.

Kıyamet onların azap ile vadedildikleri gündür. O ne korkunç, ne acı bir gündür!

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
ٱلْمُجْرِمِينَ
suçlular
فِى
içindedir
ضَلَٰلٍ
bir sapıklık
وَسُعُرٍ
ve çılgınlık

inne-lmücrimîne fî ḍalâliv vesü`ur.

Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

Tefsir

يَوْمَ
o gün
يُسْحَبُونَ
sürüklenecekler
فِى
içine
ٱلنَّارِ
ateş
عَلَىٰ
üzerine
وُجُوهِهِمْ
yüzleri
ذُوقُوا۟
tadın
مَسَّ
dokunuşunu
سَقَرَ
cehennemin

yevme yüsḥabûne fi-nnâri `alâ vucûhihim. ẕûḳû messe seḳara.

Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün, onlara: "Cehennemin dokunan azabını tadın" denir.

Tefsir

إِنَّا
elbette biz
كُلَّ
her
شَىْءٍ
şeyi
خَلَقْنَٰهُ
yarattık
بِقَدَرٍ
bir kadere göre

innâ külle şey'in ḫalaḳnâhü biḳader.

Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.

Tefsir

وَمَآ
ve yoktur
أَمْرُنَآ
bizim buyruğumuz
إِلَّا
dışında
وَٰحِدَةٌ
bir tek
كَلَمْحٍۭ
göz açıp yumma gibi
بِٱلْبَصَرِ
bakış ile

vemâ emrunâ illâ vâḥidetün kelemḥim bilbeṣar.

Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi anidir.

Tefsir