vennecmi iẕâ hevâ.
Batmakta olan yıldıza and olsun ki,
mâ ḍalle ṣâḥibüküm vemâ gavâ.
Arkadaşınız (Muhammed) sapmamış ve azmamıştır.
vemâ yenṭiḳu `ani-lhevâ.
O, kendiliğinden konuşmamaktadır.
in hüve illâ vaḥyüy yûḥâ.
Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahy iledir.
`allemehû şedîdü-lḳuvâ.
Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
ẕû mirrah. festevâ.
Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
vehüve bil'üfüḳi-l'a`lâ.
Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
fekâne ḳâbe ḳavseyni ev ednâ.
Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu.
feevḥâ ilâ `abdihî mâ evḥâ.
Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti.
| القرآن الكريم: | النجم |
|---|---|
| Ayet Sajdah (سجدة): | 62 |
| suresi (latin): | An-Najm |
| sayı Suresi: | 53 |
| Genel Toplam ayet: | 62 |
| Toplam kelimeler: | 360 |
| Toplam karakter: | 1405 |
| sayı Ruku: | 3 |
| yer: | Mekke |
| Azalan Sipariş: | 23 |
| Ayetten Başlarken: | 4784 |