فَبَعَثَ اللّٰهُ غُرَابًا يَّبْحَثُ فِى الْاَرْضِ لِيُرِيَهٗ كَيْفَ يُوَارِيْ سَوْءَةَ اَخِيْهِ ۗ قَالَ يٰوَيْلَتٰٓى اَعَجَزْتُ اَنْ اَكُوْنَ مِثْلَ هٰذَا الْغُرَابِ فَاُوَارِيَ سَوْءَةَ اَخِيْۚ فَاَصْبَحَ مِنَ النّٰدِمِيْنَ ۛ ( المائدة: ٣١ )
febe`aŝe-llâhü gurâbey yebḥaŝü fi-l'arḍi liyüriyehû keyfe yüvârî sev'ete eḫîh. ḳâle yâ veyletâ e`aceztü en ekûne miŝle hâẕe-lgurâbi feüvâriye sev'ete eḫî. feaṣbeḥa mine-nnâdimîn. (al-Māʾidah 5:31)
Diyanet Isleri:
Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım" dedi de ettiğine yananlardan oldu.
English Sahih:
Then Allah sent a crow searching [i.e., scratching] in the ground to show him how to hide the disgrace of his brother. He said, "O woe to me! Have I failed to be like this crow and hide the disgrace [i.e., body] of my brother?" And he became of the regretful. ([5] Al-Ma'idah : 31)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Sonra, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermek için Allah, bir karga gönderdi. Bu karga, yeri eşmedeydi. Yazıklar olsun bana dedi, kardeşimin cesedini gömmede şu karga kadar bile olamadım ha? Ve o, artık nedamet edenlere katılmıştı zaten.