ḳul in kâne lirraḥmâni veled. feenâ evvelü-l`âbidîn.
De ki: "Eğer Rahman olan Allah'ın çocuğu olsa, kulluk edenlerin ilki ben olurdum."
sübḥâne rabbi-ssemâvâti vel'arḍi rabbi-l`arşi `ammâ yeṣifûn.
Göklerin ve yerin Rabbi, Arşın Rabbi onların vasıflandırmalarından münezzehtir.
feẕerhüm yeḫûḍû veyel`abû ḥattâ yülâḳû yevmehümü-lleẕî yû`adûn.
Bırak onları, kendilerine söz verilen güne kavuşana kadar, dalsınlar, oynasınlar.
vehüve-lleẕî fi-ssemâi ilâhüv vefi-l'arḍi ilâhün. vehüve-lḥakîmü-l`alîm.
Gökte de Tanrı, yerde de Tanrı O'dur. Hakim olan, her şeyi bilen O'dur.
vetebârake-lleẕî lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehümâ. ve`indehû `ilmü-ssâ`ah. veileyhi türce`ûn.
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı kendisinin olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek O'na aittir. O'na döneceksiniz.
velâ yemlikü-lleẕîne yed`ûne min dûnihi-şşefâ`ate illâ men şehide bilḥaḳḳi vehüm ya`lemûn.
Allah'ı bırakıp yalvardıkları şeyler, şefaat edemezler. Ancak hakkı bilip ona şahidlik edenler bunun dışındadır.
velein seeltehüm men ḫaleḳahüm leyeḳûlünne-llâhü feennâ yü'fekûn.
And olsun ki, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan: "Allah" derler. Öyleyken nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar?
veḳîlihî yâ rabbi inne hâülâi ḳavmül lâ yü'minûn.
Onlar hakkında: "Ey Rabbim! Bunlar inanmayan bir millettir" demesi üzerine Allah: "Onlardan geç, esenlik dile; yakında bileceklerdir" buyurdu.
faṣfaḥ `anhüm veḳul selâm. fesevfe ya`lemûn.
Onlar hakkında: "Ey Rabbim! Bunlar inanmayan bir millettir" demesi üzerine Allah: "Onlardan geç, esenlik dile; yakında bileceklerdir" buyurdu.