veinnehû le`ilmül lissâ`ati felâ temterunne bihâ vettebi`ûn. hâẕâ ṣirâṭum müsteḳîm.
O kıyametin kopacağını bildirir; o saatin geleceğinden şüphe etmeyin, Bana uyun, bu doğru yoldur.
velâ yeṣuddennekümü-şşeyṭân. innehû leküm `adüvvüm mübîn.
Sakın şeytan sizi bu yoldan alıkoymasın; şüphesiz o size apaçık bir düşmandır.
velemmâ câe `îsâ bilbeyyinâti ḳâle ḳad ci'tüküm bilḥikmeti veliübeyyine leküm ba`ḍa-lleẕî taḫtelifûne fîh. fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.
İsa, belgeleri getirdiği zaman demişti ki: "Size hikmetle ve ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak üzere geldim. Allah'a karşı gelmekten sakının, bana itaat edin."
inne-llâhe hüve rabbî verabbüküm fa`büdûh. hâẕâ ṣirâṭum müsteḳîm.
"Doğrusu Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir, artık O'na kulluk edin, bu, doğru yoldur."
faḫtelefe-l'aḥzâbü mim beynihim. feveylül lilleẕîne żalemû min `aẕâbi yevmin elîm.
Ama, aralarında guruplaştılar, ayrılığa düştüler. Kıyamet gününün can yakıcı azabına uğrayacak zalimlerin vay haline!
hel yenżurûne ille-ssâ`ate en te'tiyehüm bagtetev vehüm lâ yeş`urûn.
Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
el'eḫillâü yevmeiẕim ba`ḍuhüm liba`ḍin `adüvvün ille-lmütteḳîn.
O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dost olanlar birbirine düşman olurlar.
yâ `ibâdi lâ ḫavfün `aleykümü-lyevme velâ entüm taḥzenûn.
Allah: "Ey kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz" der.
elleẕîne âmenû biâyâtinâ vekânû müslimîn.
Bunlar, ayetlerimize inanmış ve kendilerini Bize vermişlerdir.
üdḫulü-lcennete entüm veezvâcüküm tuḥberûn.
Şöyle denir: "Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz."