اَوْ يُوْبِقْهُنَّ بِمَا كَسَبُوْا وَيَعْفُ عَنْ كَثِيْرٍۙ ( الشورى: ٣٤ )
Or
أَوْ
yahut
He could destroy them
يُوبِقْهُنَّ
onları helak eder
for what
بِمَا
yüzünden;
they have earned;
كَسَبُوا۟
yaptıkları (işler)
but He pardons
وَيَعْفُ
ve affeder (kurtarır)
[from] much
عَن كَثِيرٍ
birçoğunu da
ev yûbiḳhünne bimâ kesebû veya`fü `an keŝîr. (aš-Šūrā 42:34)
Diyanet Isleri:
Yahut yaptıklarına karşılık onları ortadan kaldırır, bir çoğunu da bağışlar.
English Sahih:
Or He could destroy them for what they earned; but He pardons much. ([42] Ash-Shuraa : 34)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Yahut da, kazandıkları suçlar yüzünden fırtınalarla helak eder gemileri ve çoğunu da bağışlar.