Skip to main content

اِلَّا الْمُسْتَضْعَفِيْنَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاۤءِ وَالْوِلْدَانِ لَا يَسْتَطِيْعُوْنَ حِيْلَةً وَّلَا يَهْتَدُوْنَ سَبِيْلًاۙ   ( النساء: ٩٨ )

Except
إِلَّا
yalnız hariçtir
the oppressed
ٱلْمُسْتَضْعَفِينَ
gerçekten zayıf
among the men
مِنَ ٱلرِّجَالِ
erkekler
and the women
وَٱلنِّسَآءِ
ve kadınlar
and the children
وَٱلْوِلْدَٰنِ
ve çocuklar
(who) not are able to
لَا يَسْتَطِيعُونَ
gücü yetmeyenler
plan
حِيلَةً
hiçbir çareye
and not they are directed
وَلَا يَهْتَدُونَ
ve (göç için) bulamayan
(to) a way
سَبِيلًا
yol

ille-lmüstaḍ`afîne mine-rricâli vennisâi velvildâni lâ yesteṭî`ûne ḥîletev velâ yehtedûne sebîlâ. (an-Nisāʾ 4:98)

Diyanet Isleri:

Çaresiz kalan, yol bulamayan zavallı erkek, kadın ve çocuklar müstesnadırlar.

English Sahih:

Except for the oppressed among men, women, and children who cannot devise a plan nor are they directed to a way – ([4] An-Nisa : 98)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ancak yurtlarından göçmek için bir düzen, bir yol bulamayan gerçekten de aciz erkeklerle kadınlar ve çocuklar bu hükümden dışarı.