وَدُّوْا لَوْ تَكْفُرُوْنَ كَمَا كَفَرُوْا فَتَكُوْنُوْنَ سَوَاۤءً فَلَا تَتَّخِذُوْا مِنْهُمْ اَوْلِيَاۤءَ حَتّٰى يُهَاجِرُوْا فِيْ سَبِيْلِ اللّٰهِ ۗ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَخُذُوْهُمْ وَاقْتُلُوْهُمْ حَيْثُ وَجَدْتُّمُوْهُمْ ۖ وَلَا تَتَّخِذُوْا مِنْهُمْ وَلِيًّا وَّلَا نَصِيْرًاۙ ( النساء: ٨٩ )
veddû lev tekfürûne kemâ keferû fetekûnûne sevâen felâ tetteḫiẕû minhüm evliyâe ḥattâ yühâcirû fî sebîli-llâh. fein tevellev feḫuẕûhüm vaḳtülûhüm ḥayŝü vecettümûhüm. velâ tetteḫiẕû minhüm veliyyev velâ neṣîrâ. (an-Nisāʾ 4:89)
Diyanet Isleri:
Onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşki siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler. Allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.
English Sahih:
They wish you would disbelieve as they disbelieved so you would be alike. So do not take from among them allies until they emigrate for the cause of Allah. But if they turn away [i.e., refuse], then seize them and kill them [for their betrayal] wherever you find them and take not from among them any ally or helper, ([4] An-Nisa : 89)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Onlar, sizin de kendileri gibi kafir olmanızı ve böylece de hepinizin bir olmanızı isterler, onun için Allah yolunda yurtlarından göçmedikçe onların hiçbirini dost edinmeyin. Bunu kabul etmez de yüz çevirirlerse tutun onları ve öldürün onları bulduğunuz yerde ve onlardan ne dost edinin, ne yardımcı.