اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذِيْنَ اُوْتُوْا نَصِيْبًا مِّنَ الْكِتٰبِ يُؤْمِنُوْنَ بِالْجِبْتِ وَالطَّاغُوْتِ وَيَقُوْلُوْنَ لِلَّذِيْنَ كَفَرُوْا هٰٓؤُلَاۤءِ اَهْدٰى مِنَ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا سَبِيْلًا ( النساء: ٥١ )
elem tera ile-lleẕîne ûtû neṣîbem mine-lkitâbi yü'minûne bilcibti veṭṭâgûti veyeḳûlûne lilleẕîne keferû hâülâi ehdâ mine-lleẕîne âmenû sebîlâ. (an-Nisāʾ 4:51)
Diyanet Isleri:
Kendilerine kitap verilmiş olanların, puta ve şeytana kanıp, inkar edenlere: "Bunlar, inananlardan daha doğru yoldadırlar" dediklerini görmedin mi?
English Sahih:
Have you not seen those who were given a portion of the Scripture, who believe in jibt [superstition] and Taghut [false objects of worship] and say about the disbelievers, "These are better guided than the believers as to the way"? ([4] An-Nisa : 51)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Görmez misin, kendilerine kitaptan bir pay verilenler, puta, Şeytan'a inanırlar da kafirler için bunlar derler, inananlara nispetle daha doğru yolda.