وَمَنْ يَّعْمَلْ مِنَ الصّٰلِحٰتِ مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَاُولٰۤىِٕكَ يَدْخُلُوْنَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُوْنَ نَقِيْرًا ( النساء: ١٢٤ )
And whoever
وَمَن
ve her kim
does
يَعْمَلْ
yaparsa
[of] [the] righteous deeds
مِنَ ٱلصَّٰلِحَٰتِ
güzel işler
from (the) male
مِن ذَكَرٍ
erkekten
or
أَوْ
veya
female
أُنثَىٰ
kadından
and he
وَهُوَ
ve onlar
(is) a believer
مُؤْمِنٌ
inanarak
then those
فَأُو۟لَٰٓئِكَ
işte öyle kimseler
will enter
يَدْخُلُونَ
girerler
Paradise
ٱلْجَنَّةَ
cennete
and not they will be wronged
وَلَا يُظْلَمُونَ
ve haksızlığa uğratılmazlar
(even as much as) the speck on a date-seed
نَقِيرًا
zerre kadar
vemey ya`mel mine-ṣṣâliḥâti min ẕekerin ev ünŝâ vehüve mü'minün feülâike yedḫulûne-lcennete velâ yużlemûne neḳîrâ. (an-Nisāʾ 4:124)
Diyanet Isleri:
Erkek veya kadın, mümin olarak, kim yararlı işler işlerse, işte onlar cennete girerler, kendilerine zerre kadar zulmedilmez.
English Sahih:
And whoever does righteous deeds, whether male or female, while being a believer – those will enter Paradise and will not be wronged, [even as much as] the speck on a date seed. ([4] An-Nisa : 124)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Erkek olsun, kadın olsun, inanıp da iyi işlerde bulunanlar, cennete girerler ve kıl kadar bile zulüm görmezler, hakları zayi olmaz.