Skip to main content

ثُمَّ
sonra
إِنَّكُمْ
şüphesiz siz
يَوْمَ
günü
ٱلْقِيَٰمَةِ
kıyamet
عِندَ
divanında
رَبِّكُمْ
Rabbinizin
تَخْتَصِمُونَ
davalaşacaksınız

ŝümme inneküm yevme-lḳiyâmeti `inde rabbiküm taḫteṣimûn.

Ey insanlar! Sonra siz, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda duruşmaya çıkacaksınız.

Tefsir

فَمَنْ
kim olabilir?
أَظْلَمُ
daha zalim
مِمَّن
kimseden
كَذَبَ
yalan uydurandan
عَلَى
hakkında
ٱللَّهِ
Allah
وَكَذَّبَ
ve yalanlayandan
بِٱلصِّدْقِ
doğruyu
إِذْ
zaman
جَآءَهُۥٓۚ
kendisine geldiği
أَلَيْسَ
yok mudur?
فِى جَهَنَّمَ
cehennemde
مَثْوًى
bir yer
لِّلْكَٰفِرِينَ
kafirler için

femen ażlemü mimmen keẕebe `ale-llâhi vekeẕẕebe biṣṣidḳi iẕ câeh. eleyse fî cehenneme meŝvel lilkâfirîn.

Allah'a karşı yalan uydurandan, kendisine gelmiş gerçeği yalan sayandan daha zalim olan kimdir? İnkarcılar için cehennemde dur durak olmaz olur mu?

Tefsir

وَٱلَّذِى
ve kimseler
جَآءَ
getiren(ler)
بِٱلصِّدْقِ
doğruyu
وَصَدَّقَ
ve doğrulayanlar
بِهِۦٓۙ
onu
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlardır
ٱلْمُتَّقُونَ
korunanlar

velleẕî câe biṣṣidḳi veṣaddeḳa bihî ülâike hümü-lmütteḳûn.

Gerçeği getiren ve onu doğrulayanlar, işte onlar, Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.

Tefsir

لَهُم
onlara vardır
مَّا
her şey
يَشَآءُونَ
diledikleri
عِندَ
yanında
رَبِّهِمْۚ
Rablerinin
ذَٰلِكَ
işte budur
جَزَآءُ
mükafatı
ٱلْمُحْسِنِينَ
güzel davrananların

lehüm mâ yeşâûne `inde rabbihim. ẕâlike cezâü-lmuḥsinîn.

Onlara, Rablerinin katında diledikleri şeyler vardır, bu, iyilerin mükafatıdır.

Tefsir

لِيُكَفِّرَ
örtmesi içindir
ٱللَّهُ
Allah'ın
عَنْهُمْ
onlardan
أَسْوَأَ
en kötülerini
ٱلَّذِى عَمِلُوا۟
yaptıklarının
وَيَجْزِيَهُمْ
ve mükafatlandırması içindir
أَجْرَهُم
ecirlerini
بِأَحْسَنِ
en güzeliyle
ٱلَّذِى كَانُوا۟
olduklarının
يَعْمَلُونَ
yapıyorlar

liyükeffira-llâhü `anhüm esvee-lleẕî `amilû veyecziyehüm ecrahüm biaḥseni-lleẕî kânû ya`melûn.

Zira Allah, onların yaptıkları kötülükleri örter, onlara, işledikleri şeylerin en güzel karşılıklarını verir.

Tefsir

أَلَيْسَ
değil mi?
ٱللَّهُ
Allah
بِكَافٍ
kâfi
عَبْدَهُۥۖ
kuluna
وَيُخَوِّفُونَكَ
ve seni korkutuyorlar
بِٱلَّذِينَ
kinselerle
مِن دُونِهِۦۚ
O'ndan başka
وَمَن
ve kimi
يُضْلِلِ
şaşırtırsa
ٱللَّهُ
Allah
فَمَا
artık olmaz
لَهُۥ
onu
مِنْ
hiçbir
هَادٍ
yola getiren

eleyse-llâhü bikâfin `abdeh. veyüḫavvifûneke billeẕîne min dûnih. vemey yuḍlili-llâhü femâ lehû min hâd.

Allah, kuluna yetmez mi? Seni O'ndan başka şeylerle korkutuyorlar. Allah'ın, saptırdığını doğru yola koyacak yoktur.

Tefsir

وَمَن
ve kime
يَهْدِ
yol gösterirse
ٱللَّهُ
Allah
فَمَا
artık olmaz
لَهُۥ
onu
مِن
hiçbir
مُّضِلٍّۗ
şaşırtan
أَلَيْسَ
değil midir?
ٱللَّهُ
Allah
بِعَزِيزٍ
aziz
ذِى
sahibi
ٱنتِقَامٍ
intikam

vemey yehdi-llâhü femâ lehû mim müḍill. eleyse-llâhü bi`azîzin ẕi-ntiḳâm.

Allah'ın doğru yola eriştirdiğini de saptıracak yoktur. Allah, güçlü olan, öç alabilen değil midir?

Tefsir

وَلَئِن
ve andolsun şayet
سَأَلْتَهُم
onlara sorsan
مَّنْ
kim?
خَلَقَ
yarattı
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
gökleri
وَٱلْأَرْضَ
ve yeri
لَيَقُولُنَّ
elbette derler
ٱللَّهُۚ
Allah
قُلْ
de ki
أَفَرَءَيْتُم
o halde gördünüz mü?
مَّا
şeyleri
تَدْعُونَ
yalvardığınız
مِن دُونِ
başka
ٱللَّهِ
Allah'tan
إِنْ
eğer
أَرَادَنِىَ
bana istese
ٱللَّهُ
Allah
بِضُرٍّ
bir zarar vermek
هَلْ
mı?
هُنَّ
onlar
كَٰشِفَٰتُ
kaldıracaklar
ضُرِّهِۦٓ
O'nun zararını
أَوْ
yahut
أَرَادَنِى
bana dilese
بِرَحْمَةٍ
bir rahmet
هَلْ
mı?
هُنَّ
onlar
مُمْسِكَٰتُ
durduracaklar
رَحْمَتِهِۦۚ
O'nun rahmetini
قُلْ
de ki
حَسْبِىَ
bana yeter
ٱللَّهُۖ
Allah
عَلَيْهِ
O'na
يَتَوَكَّلُ
dayanırlar
ٱلْمُتَوَكِّلُونَ
tevekkül edenler

velein seeltehüm men ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa leyeḳûlünne-llâh. ḳul eferaeytüm mâ ted`ûne min dûni-llâhi in erâdeniye-llâhü biḍurrin hel hünne kâşifâtü ḍurrihî ev erâdenî biraḥmetin hel hünne mümsikâtü raḥmetih. ḳul ḥasbiye-llâh. `aleyhi yetevekkelü-lmütevekkilûn.

And olsun ki, onlara, "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan: "Allah'tır" derler. De ki: "Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmetdilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?" De ki: "Allah bana yeter; güvenenler O'na güvenir."

Tefsir

قُلْ
de ki
يَٰقَوْمِ
ey kavmim
ٱعْمَلُوا۟
yapın
عَلَىٰ
göre
مَكَانَتِكُمْ
durumunuza
إِنِّى
elbette ben de
عَٰمِلٌۖ
yapıyorum
فَسَوْفَ
yakında
تَعْلَمُونَ
bileceksiniz

ḳul yâ ḳavmi-`melû `alâ mekânetiküm innî `âmil. fesevfe ta`lemûn.

De ki: "Ey milletim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın; doğrusu ben de yapacağım. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek bileceksiniz."

Tefsir

مَن
kime?
يَأْتِيهِ
geliyor
عَذَابٌ
azab
يُخْزِيهِ
onu rezil eden
وَيَحِلُّ
ve (kimin) konuyor?
عَلَيْهِ
üzerine
عَذَابٌ
azab
مُّقِيمٌ
sürekli

mey ye'tîhi `aẕâbüy yuḫzîhi veyeḥillü `aleyhi `aẕâbüm müḳîm.

De ki: "Ey milletim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın; doğrusu ben de yapacağım. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek bileceksiniz."

Tefsir