Skip to main content

اِنَّ هٰذَآ اَخِيْ ۗ لَهٗ تِسْعٌ وَّتِسْعُوْنَ نَعْجَةً وَّلِيَ نَعْجَةٌ وَّاحِدَةٌ ۗفَقَالَ اَكْفِلْنِيْهَا وَعَزَّنِيْ فِى الْخِطَابِ  ( ص: ٢٣ )

Indeed
إِنَّ
doğrusu
this
هَٰذَآ
bu
(is) my brother
أَخِى
kardeşimin
he has
لَهُۥ
vardır
ninety-nine
تِسْعٌ
(doksan) dokuz
ninety-nine
وَتِسْعُونَ
doksan (dokuz)
ewe(s)
نَعْجَةً
koyunu
while I have
وَلِىَ
benim ise vardır
ewe
نَعْجَةٌ
koyunum
one
وَٰحِدَةٌ
bir tek
so he said
فَقَالَ
fakat (kardeşim) dedi
"Entrust her to me"
أَكْفِلْنِيهَا
onu da bana ver
and he overpowered me
وَعَزَّنِى
ve bana ağır bastı
in [the] speech"
فِى ٱلْخِطَابِ
konuşmada

inne hâẕâ eḫî lehû tis`uv vetis`ûne na`cetev veliye na`cetüv vâḥidetün feḳâle ekfilnîhâ ve`azzenî fi-lḫiṭâb. (Ṣād 38:23)

Diyanet Isleri:

"Bu kardeşimin doksan dokuz dişi koyunu, benim de bir tek dişi koyunum vardır; O'nu da bana ver dedi ve tartışmada beni yendi."

English Sahih:

Indeed this, my brother, has ninety-nine ewes, and I have one ewe; so he said, 'Entrust her to me,' and he overpowered me in speech." ([38] Sad : 23)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Şüphe yok ki şu, benim kardeşimdir, doksan dokuz dişi koyunu var ve benimse bir tek dişi koyunum; öyleyken onu da bana ver dedi ve konuşmamızda beni alt da etti.