Skip to main content

فَسَاهَمَ
kur'a çekti
فَكَانَ
ve oldu
مِنَ ٱلْمُدْحَضِينَ
yenilenlerden

fesâheme fekâne mine-lmüdḥaḍîn.

Gemide olanlarla karşılıklı kura çekmişti de yenilenlerden olmuştu, bu sebeple denize atılmıştı.

Tefsir

فَٱلْتَقَمَهُ
sonra onu yuttu
ٱلْحُوتُ
balık
وَهُوَ
ve o
مُلِيمٌ
kendi kendisini kınarken

felteḳamehü-lḥûtü vehüve mülîm.

Kendini kınarken onu bir balık yutmuştu.

Tefsir

فَلَوْلَآ
eğer
أَنَّهُۥ
ki o
كَانَ
olmasaydı
مِنَ ٱلْمُسَبِّحِينَ
tesbih edenlerden

felevlâ ennehû kâne mine-lmüsebbiḥîn.

Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı.

Tefsir

لَلَبِثَ
kalırdı
فِى بَطْنِهِۦٓ
onun karnında
إِلَىٰ
kadar
يَوْمِ
güne
يُبْعَثُونَ
yeniden diriltilecekleri

lelebiŝe fî baṭnih ilâ yevmi yüb`aŝûn.

Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı.

Tefsir

فَنَبَذْنَٰهُ
onu attık
بِٱلْعَرَآءِ
ağaçsız çıplak bir yere
وَهُوَ
ve o
سَقِيمٌ
hasta bir halde iken

fenebeẕnâhü bil`arâi vehüve seḳîm.

Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık.

Tefsir

وَأَنۢبَتْنَا
ve bitirdik
عَلَيْهِ
üzerine
شَجَرَةً
bir ağacı
مِّن يَقْطِينٍ
asma kabak

veembetnâ `aleyhi şeceratem miy yaḳṭîn.

Onun için, geniş yapraklı bir bitki yetiştirdik.

Tefsir

وَأَرْسَلْنَٰهُ
ve onu elçi gönderdik
إِلَىٰ
(insan)a
مِا۟ئَةِ
yüz
أَلْفٍ
bin
أَوْ
ya da
يَزِيدُونَ
daha fazlasına

veerselnâhü ilâ mieti elfin ev yezîdûn.

Onu, yüzbin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.

Tefsir

فَـَٔامَنُوا۟
ve inandılar
فَمَتَّعْنَٰهُمْ
biz de onları geçindirdik
إِلَىٰ
kadar
حِينٍ
bir süreye

feâmenû femetta`nâhüm ilâ ḥîn.

Sonunda ona inandılar, bunun üzerine Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

Tefsir

فَٱسْتَفْتِهِمْ
şimdi onlara sor
أَلِرَبِّكَ
Rabbine (mi?)
ٱلْبَنَاتُ
kızlar
وَلَهُمُ
onlara da
ٱلْبَنُونَ
oğlanlar (mı?)

festeftihim elirabbike-lbenâtü velehümü-lbenûn.

Putperestlere sor, kızlar senin Rabbinin de erkekler onların mı?

Tefsir

أَمْ
yoksa
خَلَقْنَا
yarattık
ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ
melekleri
إِنَٰثًا
dişi olarak (mı?)
وَهُمْ
ve onlar
شَٰهِدُونَ
görüyorlarken

em ḫalaḳne-lmelâikete inâŝev vehüm şâhidûn.

Yoksa melekleri kız olarak yarattığımızda onlar hazır mı idiler?

Tefsir