اِنَّمَا تُنْذِرُ مَنِ اتَّبَعَ الذِّكْرَ وَخَشِيَ الرَّحْمٰنَ بِالْغَيْبِۚ فَبَشِّرْهُ بِمَغْفِرَةٍ وَّاَجْرٍ كَرِيْمٍ ( يس: ١١ )
Only
إِنَّمَا
ancak
you (can) warn
تُنذِرُ
sen uyarabilirsin
(him) who
مَنِ
kimseyi
follows
ٱتَّبَعَ
uyan
the Reminder
ٱلذِّكْرَ
Zikre
and fears
وَخَشِىَ
ve korkan
the Most Gracious
ٱلرَّحْمَٰنَ
Rahman'dan
in the unseen
بِٱلْغَيْبِۖ
görmeden
So give him glad tidings
فَبَشِّرْهُ
işte öylesini müjdele
of forgiveness
بِمَغْفِرَةٍ
bir mağfiretle
and a reward
وَأَجْرٍ
ve bir mükafatla
noble
كَرِيمٍ
güzel
innemâ tünẕiru meni-ttebe`a-ẕẕikra veḫaşiye-rraḥmâne bilgayb. febeşşirhü bimagfirativ veecrin kerîm. (Yāʾ Sīn 36:11)
Diyanet Isleri:
Sen ancak, Kuran'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. Artık o kimseyi, bağışlanma ve cömertçe verilecek bir ecirle müjdele.
English Sahih:
You can only warn one who follows the message and fears the Most Merciful unseen. So give him good tidings of forgiveness and noble reward. ([36] Ya-Sin : 11)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Sen, ancak Kur'an'a uyan ve rahmandan, halk görmese de korkan kişiyi korkutabilirsin; müjdele onu yarlıganmayla ve güzelim bir mükafatla.