evelem yerav ennâ ḫalaḳnâ lehüm mimmâ `amilet eydînâ en`âmen fehüm lehâ mâlikûn.
Kudretimizle kendileri için hayvanlar yarattığımızı görmezler mi? Onlara sahip olmaktadırlar.
veẕellelnâhâ lehüm feminhâ rakûbühüm veminhâ ye'külûn.
Onları kendilerinin buyruğuna verdik; bindikleri de, etini yedikleri de vardır.
velehüm fîhâ menâfi`u vemeşârib. efelâ yeşkürûn.
Onlarda daha nice faydalar, içecekler vardır; şükretmezler mi?
vetteḫaẕû min dûni-llâhi âlihetel le`allehüm yünṣarûn.
Allah'ı bırakıp da, kendilerine yardımı dokunur diye, başka tanrılar edindiler.
lâ yesteṭî`ûne naṣrahüm vehüm lehüm cündüm muḥḍarûn.
Oysa onlar yardım edemezler, ancak kendileri o tanrılara koruyuculuk için nöbet beklerler.
felâ yaḥzünke ḳavlühüm. innâ na`lemü mâ yüsirrûne vemâ yü`linûn.
Bunların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da şüphesiz biliriz.
evelem yera-l'insânü ennâ ḫalaḳnâhü min nuṭfetin feiẕâ hüve ḫaṣîmüm mübîn.
İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; "Çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek, Bize misal vermeye kalkar?
veḍarabe lenâ meŝelev venesiye ḫalḳah. ḳâle mey yuḥyi-l`iżâme vehiye ramîm.
İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; "Çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek, Bize misal vermeye kalkar?
ḳul yuḥyîhe-lleẕî enşeehâ evvele merrah. vehüve bikülli ḫalḳin `alîm.
De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir."
elleẕî ce`ale leküm mine-şşeceri-l'aḫḍari nâran feiẕâ entüm minhü tûḳidûn.
Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır. Ondan ateş yakarsınız.