elem yerav kem ehleknâ ḳablehüm mine-lḳurûni ennehüm ileyhim lâ yerci`ûn.
Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi, onların bir daha kendilerine dönmediklerini görmezler mi?
vein küllül lemmâ cemî`ul ledeynâ muḥḍarûn.
Hepsi huzurumuza getirileceklerdir.
veâyetül lehümü-l'arḍu-lmeyteh. aḥyeynâhâ veaḫracnâ minhâ ḥabben feminhü ye'külûn.
İşte onlara bir delil: Ölü yeri diriltir ve oradan taneler çıkarırız da ondan yerler.
vece`alnâ fîhâ cennâtim min neḫîliv vea`nâbiv vefeccernâ fîhâ mine-l`uyûn.
Orada hurmalıklar ve üzüm bağları var ederiz, aralarında pınarlar fışkırtırız.
liye'külû min ŝemerihî vemâ `amilethü eydîhim. efelâ yeşkürûn.
Onun ve elleriyle yaptıklarının ürünlerini yesinler; şükretmezler mi?
sübḥâne-lleẕî ḫaleḳa-l'ezvâce küllehâ mimmâ tümbitü-l'arḍu vemin enfüsihim vemimmâ lâ ya`lemûn.
Yerin yetiştirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmediklerinden çift çift yaratan Allah münezzehtir.
veâyetül lehümü-lleyl. nesleḫu minhü-nnehâra feiẕâ hüm mużlimûn.
Onlara bir delil de gecedir; gündüzü ondan sıyırırız da karanlıkta kalıverirler.
veşşemsü tecrî limüsteḳarril lehâ. ẕâlike taḳdîru-l`azîzi-l`alîm.
Güneş de yörüngesinde yürüyüp gitmektedir. Bu, güçlü ve bilgin olan Allah'ın kanunudur.
velḳamera ḳaddernâhü menâzile ḥattâ `âde kel`urcûni-lḳadîm.
Ay için de sonunda kuru bir hurma dalına döneceği konaklar tayin etmişizdir.
le-şşemsü yembegî lehâ en tüdrike-lḳamera vele-lleylü sâbiḳu-nnehâr. veküllün fî felekiy yesbeḥûn.
Aya erişmek güneşe düşmez. Gece de gündüzü geçemez. Her biri bir yörüngede yürürler.