وَلَوْ تَرٰىٓ اِذْ فَزِعُوْا فَلَا فَوْتَ وَاُخِذُوْا مِنْ مَّكَانٍ قَرِيْبٍۙ ( سبإ: ٥١ )
And if
وَلَوْ
şayet
you (could) see
تَرَىٰٓ
bir görsen
when
إِذْ
zaman
they will be terrified
فَزِعُوا۟
telaşa düştükleri
but (there will be) no escape
فَلَا فَوْتَ
hiçbiri kurtulamaz
and they will be seized
وَأُخِذُوا۟
ve yakalanmışlardır
from a place
مِن مَّكَانٍ
yerden
near
قَرِيبٍ
yakın
velev terâ iẕ fezi`û felâ fevte veüḫiẕû mim mekânin ḳarîb. (Sabaʾ 34:51)
Diyanet Isleri:
Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur, cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman, "Allah'a inandık" derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasıl kolayca ulaşırlar?
English Sahih:
And if you could see when they are terrified but there is no escape, and they will be seized from a place nearby. ([34] Saba : 51)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve dehşetli bir korkuya kapıldıkları ve hiçbirinin kurtulamayıp en yakın bir yerde azaba uğratıldıkları gün, bir görsen onları.