Skip to main content

اَنِ اعْمَلْ سٰبِغٰتٍ وَّقَدِّرْ فِى السَّرْدِ وَاعْمَلُوْا صَالِحًاۗ اِنِّيْ بِمَا تَعْمَلُوْنَ بَصِيْرٌ   ( سبإ: ١١ )

That make
أَنِ ٱعْمَلْ
yap
full coats of mail
سَٰبِغَٰتٍ
geniş zırhlar
and measure precisely
وَقَدِّرْ
ölçülü yap
[of] the links (of armor)
فِى ٱلسَّرْدِۖ
dokumasını
and work
وَٱعْمَلُوا۟
ve (hepiniz) yapın
righteousness
صَٰلِحًاۖ
iyi işler
Indeed I Am
إِنِّى
çünkü ben
of what you do
بِمَا تَعْمَلُونَ
yaptıklarınızı
All-Seer
بَصِيرٌ
görmekteyim

eni-`mel sâbigâtiv veḳaddir fi-sserdi va`melû ṣâliḥâ. innî bimâ ta`melûne beṣîr. (Sabaʾ 34:11)

Diyanet Isleri:

"Ey dağlar ve kuşlar! Davud tesbih ettikçe siz de onu tekrarlayın" diyerek and olsun ki, ona katımızdan lütufta bulunduk; "geniş zırhlar yap, dokumasını sağlam tut" diye ona demiri yumuşak kıldık. Yararlı iş işleyin; doğrusu Ben yaptıklarınızı görenim.

English Sahih:

[Commanding him], "Make full coats of mail and calculate [precisely] the links, and work [all of you] righteousness. Indeed I, of what you do, am Seeing." ([34] Saba : 11)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Zırhlar yap dedik ve onları ne ince, ne kalın, tam münasip bir metanette ör ve iyi işlerde bulunun; şüphe yok ki ben ne yaparsanız hepsini görürüm.