وَاَمَّا الَّذِيْنَ فَسَقُوْا فَمَأْوٰىهُمُ النَّارُ كُلَّمَآ اَرَادُوْٓا اَنْ يَّخْرُجُوْا مِنْهَآ اُعِيْدُوْا فِيْهَا وَقِيْلَ لَهُمْ ذُوْقُوْا عَذَابَ النَّارِ الَّذِيْ كُنْتُمْ بِهٖ تُكَذِّبُوْنَ ( السجدة: ٢٠ )
veemme-lleẕîne feseḳû feme'vâhümü-nnâr. küllemâ erâdû ey yaḫrucû minhâ ü`îdû fîhâ veḳîle lehüm ẕûḳû `aẕâbe-nnâri-lleẕî küntüm bihî tükeẕẕibûn. (as-Sajdah 32:20)
Diyanet Isleri:
Ama yoldan çıkanların, işte onların varacağı yer ateştir. Oradan çıkmak isteyişlerinin her defasında geri çevrilirler ve onlara: "Yalanlayıp, durduğunuz ateşin azabını tadın" denir.
English Sahih:
But as for those who defiantly disobeyed, their refuge is the Fire. Every time they wish to emerge from it, they will be returned to it while it is said to them, "Taste the punishment of the Fire which you used to deny." ([32] As-Sajdah : 20)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Fakat buyruktan çıkanlara gelince: Onların yurtları ateştir; oradan çıkmak istedikleri zaman tekrar atılırlar oraya ve onlara denir ki: Tadın yalanladığınız ateşin azabını.