قُلْ يٰٓاَهْلَ الْكِتٰبِ لِمَ تَصُدُّوْنَ عَنْ سَبِيْلِ اللّٰهِ مَنْ اٰمَنَ تَبْغُوْنَهَا عِوَجًا وَّاَنْتُمْ شُهَدَاۤءُ ۗ وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُوْنَ ( آل عمران: ٩٩ )
ḳul yâ ehle-lkitâbi lime teṣuddûne `an sebîli-llâhi men âmene tebgûnehâ `ivecev veentüm şühedâ'. veme-llâhü bigâfilin `ammâ ta`melûn. (ʾĀl ʿImrān 3:99)
Diyanet Isleri:
De ki: "Ey Kitap ehli! Siz doğru olduğuna şahidken, niçin inananları Allah'ın yolunu eğri göstermeğe yeltenerek ondan çeviriyorsunuz? Allah işlediklerinizden gafil değildir".
English Sahih:
Say, "O People of the Scripture, why do you avert from the way of Allah those who believe, seeking to make it [seem] deviant, while you are witnesses [to the truth]? And Allah is not unaware of what you do." ([3] Ali 'Imran : 99)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
De ki: Ey kitap ehli, kendiniz de tanıksınız, öyle olduğu halde gene zor zoruna ne diye bir eğrilik bulmaya yeltenir de inananları, Allah yolundan döndürmeye çalışırsınız? Allah'sa yaptıklarınızdan gafil değildir ki.