Skip to main content

اَلصّٰبِرِيْنَ وَالصّٰدِقِيْنَ وَالْقٰنِتِيْنَ وَالْمُنْفِقِيْنَ وَالْمُسْتَغْفِرِيْنَ بِالْاَسْحَارِ   ( آل عمران: ١٧ )

The patient
ٱلصَّٰبِرِينَ
sabredenler
and the truthful
وَٱلصَّٰدِقِينَ
ve sadık olanlar
and the obedient
وَٱلْقَٰنِتِينَ
ve gönülden itaat edenler
and those who spend
وَٱلْمُنفِقِينَ
ve infak edenler
and those who seek forgiveness
وَٱلْمُسْتَغْفِرِينَ
ve istiğfar edenler
[in the] before dawn
بِٱلْأَسْحَارِ
seherlerde

eṣṣâbirîne veṣṣâdiḳîne velḳânitîne velmünfiḳîne velmüstagfirîne bil'esḥâr. (ʾĀl ʿImrān 3:17)

Diyanet Isleri:

Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.

English Sahih:

The patient, the true, the obedient, those who spend [in the way of Allah], and those who seek forgiveness before dawn. ([3] Ali 'Imran : 17)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar, sabredenler, gerçekler, itaat eyleyenler, mallarını yoksullara harcayanlar ve seher çağlarında, suçlarının yarlıganmasını dileyenlerdir.