اِنْ يَّمْسَسْكُمْ قَرْحٌ فَقَدْ مَسَّ الْقَوْمَ قَرْحٌ مِّثْلُهٗ ۗوَتِلْكَ الْاَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِۚ وَلِيَعْلَمَ اللّٰهُ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَيَتَّخِذَ مِنْكُمْ شُهَدَاۤءَ ۗوَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الظّٰلِمِيْنَۙ ( آل عمران: ١٤٠ )
iy yemsesküm ḳarḥun feḳad messe-lḳavme ḳarḥum miŝlüh. vetilke-l'eyyâmü nüdâvilühâ beyne-nnâs. veliya`leme-llâhü-lleẕîne âmenû veyetteḫiẕe minküm şühedâ'. vellâhü lâ yüḥibbu-żżâlimîn. (ʾĀl ʿImrān 3:140)
Diyanet Isleri:
Eğer siz (Uhud'da) bir yara almışsanız, (size düşman olan) o topluluk da (Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. Böylece biz, Allah'ın gerçek müminleri ortaya çıkarması ve içinizden şahitler edinmesi için, bu günleri bazen lehe, bazen de aleyhe döndürüp duruyoruz. Allah, zulmedenleri sevmez.
English Sahih:
If a wound should touch you – there has already touched the [opposing] people a wound similar to it. And these days [of varying conditions] We alternate among the people so that Allah may make evident those who believe and [may] take to Himself from among you martyrs – and Allah does not like the wrongdoers – ([3] Ali 'Imran : 140)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Size bir yara deydiyse o kavim de tıpkı sizin gibi yaralandı. Bu günler, öyle günler ki onları insanlar arasında nöbetle döndürür, dururuz. Böylece de Allah, bilgisini, inananlara açıklar, içinizden şahitler edinir ve Allah zalimleri sevmez.