وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَآ اِلَّا لَهْوٌ وَّلَعِبٌۗ وَاِنَّ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُۘ لَوْ كَانُوْا يَعْلَمُوْنَ ( العنكبوت: ٦٤ )
And not
وَمَا
ve değildir
(is) this
هَٰذِهِ
bu
life
ٱلْحَيَوٰةُ
hayatı
(of) the world
ٱلدُّنْيَآ
dünya
but
إِلَّا
başka bir şey
amusement
لَهْوٌ
eğlenceden
and play
وَلَعِبٌۚ
ve oyundan
And indeed
وَإِنَّ
ve elbette
the Home
ٱلدَّارَ
yurdu
(of) the Hereafter -
ٱلْءَاخِرَةَ
ahiret
surely it
لَهِىَ
işte odur
(is) the life
ٱلْحَيَوَانُۚ
asıl hayat
if only
لَوْ
keşke
they
كَانُوا۟
olsalardı
know
يَعْلَمُونَ
biliyor(lar)
vemâ hâẕihi-lḥayâtü-ddünyâ illâ lehvüv vele`ib. veinne-ddâra-l'âḫirate lehiye-lḥayevân. lev kânû ya`lemûn. (al-ʿAnkabūt 29:64)
Diyanet Isleri:
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!
English Sahih:
And this worldly life is not but diversion and amusement. And indeed, the home of the Hereafter – that is the [eternal] life, if only they knew. ([29] Al-'Ankabut : 64)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve bu dünya yaşayışı, ancak aslı olmayan bir eğlenceden, bir oyundan başka bir şey değil ve şüphe yok ki ahiret yurdunda gerçek yaşayış, bunu bir bilselerdi.