اَمْ حَسِبَ الَّذِيْنَ يَعْمَلُوْنَ السَّيِّاٰتِ اَنْ يَّسْبِقُوْنَا ۗسَاۤءَ مَا يَحْكُمُوْنَ ( العنكبوت: ٤ )
Or
أَمْ
yoksa
think
حَسِبَ
kimseler-mı sandılar?
those who
ٱلَّذِينَ
kimseler
do
يَعْمَلُونَ
yapan(lar)
evil deeds
ٱلسَّيِّـَٔاتِ
kötülükleri
that they can outrun Us
أَن يَسْبِقُونَاۚ
bizi geçeceklerini
Evil is
سَآءَ
ne kötü
what they judge
مَا يَحْكُمُونَ
hüküm veriyorlar
em ḥasibe-lleẕîne ya`melûne-sseyyiâti ey yesbiḳûnâ. sâe mâ yaḥkümûn. (al-ʿAnkabūt 29:4)
Diyanet Isleri:
Yoksa, kötülük yapanlar Bizden kaçabileceklerini mi sanarlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
English Sahih:
Or do those who do evil deeds think they can outrun [i.e., escape] Us? Evil is what they judge. ([29] Al-'Ankabut : 4)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Yoksa kötülük edenler, sanırlar mı ki bizden kurtulacaklar, ne de kötü hükmediyorlar.