قَالَ الَّذِيْنَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هٰٓؤُلَاۤءِ الَّذِيْنَ اَغْوَيْنَاۚ اَغْوَيْنٰهُمْ كَمَا غَوَيْنَاۚ تَبَرَّأْنَآ اِلَيْكَ مَا كَانُوْٓا اِيَّانَا يَعْبُدُوْنَ ( القصص: ٦٣ )
ḳâle-lleẕîne ḥaḳḳa `aleyhimü-lḳavlü rabbenâ hâülâi-lleẕîne agveynâ. agveynâhüm kemâ gaveynâ. teberra'nâ ileyk. mâ kânû iyyânâ ya`büdûn. (al-Q̈aṣaṣ 28:63)
Diyanet Isleri:
Hükmün aleyhlerine gerçekleştiği kimseler: "Rabbimiz! İşte bunlar bizim azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzaklaşıp Sana geldik, zaten aslında bize tapmıyorlardı" derler.
English Sahih:
Those upon whom the word will have come into effect will say, "Our Lord, these are the ones we led to error. We led them to error just as we were in error. We declare our disassociation [from them] to You. They did not used to worship [i.e., obey] us." ([28] Al-Qasas : 63)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Azap edeceğimize dair söylediğimiz sözü hakedenler, Rabbimiz derler, işte şunlar, azdırdığımız kişiler, biz nasıl azmışsak onları da öyle azdırdık. Onlardan uzaklaştık, tapına geldik; onlar, bize tapmıyorlardı zaten.