Skip to main content

وَنُرِيْدُ اَنْ نَّمُنَّ عَلَى الَّذِيْنَ اسْتُضْعِفُوْا فِى الْاَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ اَىِٕمَّةً وَّنَجْعَلَهُمُ الْوٰرِثِيْنَ ۙ  ( القصص: ٥ )

And We wanted
وَنُرِيدُ
biz istiyorduk
to bestow a favor
أَن نَّمُنَّ
lutfetmeyi
upon
عَلَى
üzerine
those who
ٱلَّذِينَ
kimseler
were oppressed
ٱسْتُضْعِفُوا۟
ezilen(ler)
in the land
فِى ٱلْأَرْضِ
o yerde
and make them
وَنَجْعَلَهُمْ
ve onları yapmayı
leaders
أَئِمَّةً
önderler
and make them
وَنَجْعَلَهُمُ
ve onları kılmayı
the inheritors
ٱلْوَٰرِثِينَ
mirasçı

venürîdü en nemünne `ale-lleẕîne-stuḍ`ifû fi-l'arḍi venec`alehüm eimmetev venec`alehümü-lvâriŝîn. (al-Q̈aṣaṣ 28:5)

Diyanet Isleri:

Biz, memlekette güçsüz sayılanlara iyilikte bulunmak, onları önderler kılmak, onları varis yapmak, memlekete yerleştirmek; Firavun, Haman ve her ikisinin askerlerine, çekinmekte oldukları şeyleri göstermek istiyorduk.

English Sahih:

And We wanted to confer favor upon those who were oppressed in the land and make them leaders and make them inheritors ([28] Al-Qasas : 5)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve bizse yeryüzünde zayıf bir hale getirilmesi istenenlere lutfetmeyi ve onları, halka rehber kılmayı ve yeryüzüne, onları miras bırakmayı dilemedeydik.