Skip to main content

وَمَآ اَنْتَ بِهٰدِى الْعُمْيِ عَنْ ضَلٰلَتِهِمْۗ اِنْ تُسْمِعُ اِلَّا مَنْ يُّؤْمِنُ بِاٰيٰتِنَا فَهُمْ مُّسْلِمُوْنَ   ( النمل: ٨١ )

And not
وَمَآ
ve değilsin
(can) you
أَنتَ
sen
guide
بِهَٰدِى
doğru yola getirecek
the blind
ٱلْعُمْىِ
kör(ler)i
from their error
عَن ضَلَٰلَتِهِمْۖ
sapıklıklarından
Not you can cause to hear
إِن تُسْمِعُ
sen duyuramazsın
except
إِلَّا
dışındakilere
(those) who believe
مَن يُؤْمِنُ
inananlar
in Our Signs
بِـَٔايَٰتِنَا
ayetlerimize
so they
فَهُم
işte onlar
(are) Muslims
مُّسْلِمُونَ
müslümanlardır

vemâ ente bihâdi-l`umyi `an ḍalâletihim. in tüsmi`u illâ mey yü'minü biâyâtinâ fehüm müslimûn. (an-Naml 27:81)

Diyanet Isleri:

Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.

English Sahih:

And you cannot guide the blind away from their error. You will only make hear those who believe in Our verses so they are Muslims [i.e., submitting to Allah]. ([27] An-Naml : 81)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve köre, sapıklığından döndürüp doğru yolu gösteremezsin sen; ancak delillerimize inanan kişiye duyurursun sesini ve onlardır gerçekten de Müslüman olanlar.