اَنْتُمْ وَاٰبَاۤؤُكُمُ الْاَقْدَمُوْنَ ۙ ( الشعراء: ٧٦ )
You
أَنتُمْ
siz
and your forefathers
وَءَابَآؤُكُمُ
ve atalarınız
and your forefathers
ٱلْأَقْدَمُونَ
eski
entüm veâbâükümü-l'aḳdemûn. (aš-Šuʿarāʾ 26:76)
Diyanet Isleri:
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
English Sahih:
You and your ancient forefathers? ([26] Ash-Shu'ara : 76)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Siz ve çok daha önce gelip geçen atalarınız.