كَذٰلِكَ سَلَكْنٰهُ فِيْ قُلُوْبِ الْمُجْرِمِيْنَ ۗ ( الشعراء: ٢٠٠ )
Thus
كَذَٰلِكَ
öylece
We have inserted it
سَلَكْنَٰهُ
biz onu soktuk
into
فِى
içine
(the) hearts
قُلُوبِ
kalbleri
(of) the criminals
ٱلْمُجْرِمِينَ
suçluların
keẕâlike seleknâhü fî ḳulûbi-lmücrimîn. (aš-Šuʿarāʾ 26:200)
Diyanet Isleri:
Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
English Sahih:
Thus have We inserted it [i.e., disbelief] into the hearts of the criminals. ([26] Ash-Shu'ara : 200)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Biz, böylece Kur'an'ı, mücrimlerin gönüllerine kadar işlettik.