Skip to main content

وَلَا تُطِيْعُوْٓا اَمْرَ الْمُسْرِفِيْنَ ۙ   ( الشعراء: ١٥١ )

And (do) not obey
وَلَا تُطِيعُوٓا۟
uymayın
(the) command
أَمْرَ
emrine
(of) the transgressors
ٱلْمُسْرِفِينَ
aşırıların

velâ tüṭî`û emra-lmüsrifîn. (aš-Šuʿarāʾ 26:151)

Diyanet Isleri:

Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi.

English Sahih:

And do not obey the order of the transgressors, ([26] Ash-Shu'ara : 151)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Aşırı gidenlerin emrine uymayın,