Skip to main content

فَكَذَّبُوْهُ فَاَهْلَكْنٰهُمْۗ اِنَّ فِيْ ذٰلِكَ لَاٰيَةً ۗوَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُّؤْمِنِيْنَ   ( الشعراء: ١٣٩ )

So they denied him
فَكَذَّبُوهُ
onu yalanladılar
then We destroyed them
فَأَهْلَكْنَٰهُمْۗ
biz de onları helak ettik
Indeed
إِنَّ
muhakkak ki
in
فِى
vardır
that
ذَٰلِكَ
bunda
surely is a sign
لَءَايَةًۖ
bir ibret
but not
وَمَا
ama yine
are
كَانَ
değildir
most of them
أَكْثَرُهُم
çokları
believers
مُّؤْمِنِينَ
inananlardan

fekeẕẕebûhü feehleknâhüm. inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn. (aš-Šuʿarāʾ 26:139)

Diyanet Isleri:

Böylece onu yalanladılar; Biz de kendilerini yok ettik. Bunda şüphesiz ki ders vardır; ama çoğu inanmamıştır.

English Sahih:

And they denied him, so We destroyed them. Indeed in that is a sign, but most of them were not to be believers. ([26] Ash-Shu'ara : 139)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Derken onu yalanladılar, biz de onları helak ettik. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.