Skip to main content

إِنَّ
muhakkak ki
فِى
vardır
ذَٰلِكَ
bunda
لَءَايَةًۖ
bir ibret
وَمَا
ama yine
كَانَ
değildir
أَكْثَرُهُم
çokları
مُّؤْمِنِينَ
inananlardan

inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn.

Doğrusu bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
رَبَّكَ
Rabbin
لَهُوَ
işte O'dur
ٱلْعَزِيزُ
üstün olan
ٱلرَّحِيمُ
merhamet eden

veinne rabbeke lehüve-l`azîzü-rraḥîm.

Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.

Tefsir

كَذَّبَتْ
yalanladı
عَادٌ
Ad (kavmi) de
ٱلْمُرْسَلِينَ
gönderilen elçileri

keẕẕebet `âdün-lmürselîn.

Ad milleti de peygamberleri yalanladı.

Tefsir

إِذْ
hani
قَالَ
demişti
لَهُمْ
onlara
أَخُوهُمْ
kardeşleri
هُودٌ
Hud
أَلَا تَتَّقُونَ
korunmaz mısınız?

iẕ ḳâle lehüm eḫûhüm hûdün elâ tetteḳûn.

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Tefsir

إِنِّى
şüphesiz ben
لَكُمْ
sizin için
رَسُولٌ
bir elçiyim
أَمِينٌ
güvenilir

innî leküm rasûlün emîn.

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Tefsir

فَٱتَّقُوا۟
korkun
ٱللَّهَ
Allah'tan
وَأَطِيعُونِ
ve bana ita'at edin

fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Tefsir

وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ
ben sizden istemiyorum
عَلَيْهِ
buna karşı
مِنْ
hiç
أَجْرٍۖ
bir ücret
إِنْ أَجْرِىَ
benim ücretim
إِلَّا
ancak
عَلَىٰ
aittir
رَبِّ
Rabbine
ٱلْعَٰلَمِينَ
alemlerin

vemâ es'elüküm `aleyhi min ecr. in ecriye illâ `alâ rabbi-l`âlemîn.

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Tefsir

أَتَبْنُونَ
siz yapıyor musunuz?
بِكُلِّ
her
رِيعٍ
tepeye (yol üzerine)
ءَايَةً
bir işaret (saraylar)
تَعْبَثُونَ
eğleniyor (musunuz?)

etebnûne bikülli rî`in âyeten ta`beŝûn.

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Tefsir

وَتَتَّخِذُونَ
ve ediniyorsunuz
مَصَانِعَ
köşkler (ve müstahkem kaleler)
لَعَلَّكُمْ
belki
تَخْلُدُونَ
ebedi yaşarsınız diye

vetetteḫiẕûne meṣâni`a le`alleküm taḫlüdûn.

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Tefsir

وَإِذَا
ve zaman
بَطَشْتُم
yakaladığınız
بَطَشْتُمْ
yakalıyorsunuz
جَبَّارِينَ
zorbalar gibi

veiẕâ beṭaştüm beṭaştüm cebbârîn.

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Tefsir