Skip to main content

وَبُرِّزَتِ
ve karşısına çıkarılır
ٱلْجَحِيمُ
cehennem
لِلْغَاوِينَ
azgınların

vebürrizeti-lceḥîmü lilgâvîn.

O gün cennet Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılır. Cehennem de azgınlara gösterilir.

Tefsir

وَقِيلَ
ve denilir
لَهُمْ
onlara
أَيْنَ
hani nerede?
مَا
şeyler
كُنتُمْ تَعْبُدُونَ
taptıklarınız

veḳîle lehüm eyne mâ küntüm ta`büdûn.

Onlara: "Allah'ı bırakıp taptıklarınız nerededir. Size yardım ediyorlar mı veya kendilerine yardımları dokunuyor mu?" denilir.

Tefsir

مِن دُونِ
başkası
ٱللَّهِ
Allah'tan
هَلْ يَنصُرُونَكُمْ
size yardım ediyorlarmı?
أَوْ
yahut
يَنتَصِرُونَ
kendilerine yardımları dokunuyor (mu?)

min dûni-llâh. hel yenṣurûneküm ev yenteṣirûn.

Onlara: "Allah'ı bırakıp taptıklarınız nerededir. Size yardım ediyorlar mı veya kendilerine yardımları dokunuyor mu?" denilir.

Tefsir

فَكُبْكِبُوا۟
tepe taklak atılırlar
فِيهَا
oraya
هُمْ
onlar
وَٱلْغَاوُۥنَ
ve azgınlar

fekübkibû fîhâ hüm velgâvûn.

Onlar, azgınlar ve İblis'in adamları, hepsi, tepetakla oraya atılırlar.

Tefsir

وَجُنُودُ
ve askerleri
إِبْلِيسَ
İblis'in
أَجْمَعُونَ
bütün

vecünûdü iblîse ecme`ûn.

Onlar, azgınlar ve İblis'in adamları, hepsi, tepetakla oraya atılırlar.

Tefsir

قَالُوا۟
derler ki
وَهُمْ
onlar
فِيهَا
orada
يَخْتَصِمُونَ
çekişerek

ḳâlû vehüm fîhâ yaḫteṣimûn.

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

Tefsir

تَٱللَّهِ
vallahi
إِن
gerçekten
كُنَّا
biz -imişiz
لَفِى
içinde
ضَلَٰلٍ
bir sapıklık
مُّبِينٍ
apaçık

tellâhi in künnâ lefî ḍalâlim mübîn.

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

Tefsir

إِذْ
çünkü
نُسَوِّيكُم
sizi eşit tutuyorduk
بِرَبِّ
Rabbine
ٱلْعَٰلَمِينَ
alemlerin

iẕ nüsevvîküm birabbi-l`âlemîn.

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

Tefsir

وَمَآ أَضَلَّنَآ
bizi saptıramazlar
إِلَّا
başkası
ٱلْمُجْرِمُونَ
suçlulardan

vemâ eḍallenâ ille-lmücrimûn.

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

Tefsir

فَمَا
artık yoktur
لَنَا
bizim
مِن شَٰفِعِينَ
şefa'atçilerimiz

femâ lenâ min şâfi`în.

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

Tefsir