لَقَدْ وُعِدْنَا نَحْنُ وَاٰبَاۤؤُنَا هٰذَا مِنْ قَبْلُ اِنْ هٰذَآ اِلَّآ اَسَاطِيْرُ الْاَوَّلِيْنَ ( المؤمنون: ٨٣ )
Verily
لَقَدْ
andolsun
we have been promised
وُعِدْنَا
yapıldı
[we]
نَحْنُ
bize
and our forefathers
وَءَابَآؤُنَا
ve atalarımıza
this
هَٰذَا
bu (tehdid)
before before
مِن قَبْلُ
bizden önce
not
إِنْ
değildir
(is) this
هَٰذَآ
bu
but
إِلَّآ
başka bir şey
(the) tales
أَسَٰطِيرُ
masallarından
(of) the former (people)"
ٱلْأَوَّلِينَ
evvelkilerin
leḳad vu`idnâ naḥnü veâbâünâ hâẕâ min ḳablü in hâẕâ illâ esâṭîru-l'evvelîn. (al-Muʾminūn 23:83)
Diyanet Isleri:
Öncekiler: "Ölüp toprak ve bir yığın kemik olduğumuzda mı diriltileceğiz? And olsun ki biz ve daha önce de babalarımız tehdit edilmişti; bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir" demişlerdi.
English Sahih:
We have been promised this, we and our forefathers, before; this is not but legends of the former peoples." ([23] Al-Mu'minun : 83)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Andolsun ki bize de, daha önce atalarımıza da vaadedilmişti bu, fakat bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil.