Skip to main content

حَتّٰٓى اِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيْدٍ اِذَا هُمْ فِيْهِ مُبْلِسُوْنَ ࣖ   ( المؤمنون: ٧٧ )

Until
حَتَّىٰٓ
nihayet
when
إِذَا
zaman
We opened
فَتَحْنَا
açtığımız
for them
عَلَيْهِم
üzerlerine
a gate
بَابًا
kapısı
of a punishment of a punishment
ذَا عَذَابٍ
bir azab
severe
شَدِيدٍ
şiddetli
behold!
إِذَا
derhal
They
هُمْ
onlar
in it
فِيهِ
O'nun içinde
(will be in) despair
مُبْلِسُونَ
şaşkın ve umutsuz kalırlar

ḥattâ iẕâ fetaḥnâ `aleyhim bâben ẕâ `aẕâbin şedîdin iẕâ hüm fîhi müblisûn. (al-Muʾminūn 23:77)

Diyanet Isleri:

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitsiz kalıverdiler.

English Sahih:

Until when We have opened before them a door of severe punishment, immediately they will be therein in despair. ([23] Al-Mu'minun : 77)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Sonunda, onlara çetin bir azap kapısı açmıştık da o zaman her şeyden ümitlerini kesmişlerdi.