ثُمَّ اَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَاۗ كُلَّمَا جَاۤءَ اُمَّةً رَّسُوْلُهَا كَذَّبُوْهُ فَاَتْبَعْنَا بَعْضَهُمْ بَعْضًا وَّجَعَلْنٰهُمْ اَحَادِيْثَۚ فَبُعْدًا لِّقَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُوْنَ ( المؤمنون: ٤٤ )
ŝümme erselnâ rusülenâ tetrâ. küllemâ câe ümmeter rasûlühâ keẕẕebûhü feetba`nâ ba`ḍahüm ba`ḍav vece`alnâhüm eḥâdîŝ. febü`del liḳavmil lâ yü'minûn. (al-Muʾminūn 23:44)
Diyanet Isleri:
Sonra birbiri peşinden peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi geldikçe onu yalancı saydılar. Onları birbiri peşinden yok edip hepsini birer efsane yaptık. İnanmayan millet, rahmetden ırak olsun!
English Sahih:
Then We sent Our messengers in succession. Every time there came to a nation its messenger, they denied him, so We made them follow one another [to destruction], and We made them narrations. So away with a people who do not believe. ([23] Al-Mu'minun : 44)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Sonra birbiri ardınca peygamberlerimizi gönderdik. Bir ümmete peygamber geldi mi yalanladılar onu, biz de bir kısmını, bir kısmının peşine takıp birbiri ardınca helak ettik onları ve adları, sözleri kaldı ancak; artık uzaklık inanmayan topluluğa.