Skip to main content

اِنَّهٗ كَانَ فَرِيْقٌ مِّنْ عِبَادِيْ يَقُوْلُوْنَ رَبَّنَآ اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرّٰحِمِيْنَ ۚ  ( المؤمنون: ١٠٩ )

Indeed
إِنَّهُۥ
gerçek şu ki
(there) was
كَانَ
idi
a party
فَرِيقٌ
bir zümre
of My slaves
مِّنْ عِبَادِى
kullarımdan
(who) said
يَقُولُونَ
diyorlar
"Our Lord!
رَبَّنَآ
Rabbimiz
We believe
ءَامَنَّا
inandık
so forgive
فَٱغْفِرْ
bağışla
us
لَنَا
bizi
and have mercy on us
وَٱرْحَمْنَا
ve bize acı
and You
وَأَنتَ
ve sen
(are) best
خَيْرُ
en hayırlısısın
(of) those who show mercy
ٱلرَّٰحِمِينَ
acıyanların

innehû kâne ferîḳum min `ibâdî yeḳûlûne rabbenâ âmennâ fagfir lenâ verḥamnâ veente ḫayru-rrâḥimîn. (al-Muʾminūn 23:109)

Diyanet Isleri:

Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

English Sahih:

Indeed, there was a party of My servants who said, 'Our Lord, we have believed, so forgive us and have mercy upon us, and You are the best of the merciful.' ([23] Al-Mu'minun : 109)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Şüphe yok ki bir bölük vardır kullarımdan, Rabbimiz derler, inandık, yarlıga bizi ve acı bize ve sensin merhametliler merhametlisi.