Skip to main content

فَإِذَا
zaman
نُفِخَ
üflendiği
فِى ٱلصُّورِ
Sur'a
فَلَآ
artık yoktur
أَنسَابَ
soylar
بَيْنَهُمْ
aralarında
يَوْمَئِذٍ
o gün
وَلَا
ve
يَتَسَآءَلُونَ
sormazlar

feiẕâ nüfiḫa fi-ṣṣûri felâ ensâbe beynehüm yevmeiẕiv velâ yetesâelûn.

Sura üflendiği zaman, o gün, aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez ve birbirlerine de birşey soramazlar.

Tefsir

فَمَن
kimlerin
ثَقُلَتْ
ağır gelirse
مَوَٰزِينُهُۥ
tartıları
فَأُو۟لَٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlar
ٱلْمُفْلِحُونَ
kurtuluşa erenlerdir

femen ŝeḳulet mevâzînühû feülâike hümü-lmüfliḥûn.

Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır.

Tefsir

وَمَنْ
ve kimlerin
خَفَّتْ
hafif gelirse
مَوَٰزِينُهُۥ
tartıları
فَأُو۟لَٰٓئِكَ
işte onlar
ٱلَّذِينَ
kimselerdir
خَسِرُوٓا۟
ziyana sokan(lar)
أَنفُسَهُمْ
kendilerini
فِى جَهَنَّمَ
cehennemde
خَٰلِدُونَ
sürekli kalanlardır

vemen ḫaffet mevâzînühû feülâike-lleẕîne ḫasirû enfüsehüm fî cehenneme ḫâlidûn.

Tartıları hafif gelenler, işte onlar, kendilerine yazık edendir, cehennemde temellidirler.

Tefsir

تَلْفَحُ
yalar
وُجُوهَهُمُ
yüzlerini
ٱلنَّارُ
ateş
وَهُمْ
ve onların
فِيهَا
(ateşin) içinde
كَٰلِحُونَ
dişleri açıkta kalır

telfeḥu vucûhehümü-nnâru vehüm fîhâ kâliḥûn.

Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır.

Tefsir

أَلَمْ تَكُنْ
değil mi?
ءَايَٰتِى
ayetlerim
تُتْلَىٰ
okunurdu
عَلَيْكُمْ
size
فَكُنتُم
oysa siz
بِهَا
onları
تُكَذِّبُونَ
yalanlardınız

elem tekün âyâtî tütlâ `aleyküm feküntüm bihâ tükeẕẕibûn.

Allah: "Ayetlerim size okunurken onları yalanlıyordunuz değil mi?" der.

Tefsir

قَالُوا۟
dediler
رَبَّنَا
Rabbimiz
غَلَبَتْ
yendi
عَلَيْنَا
bizi
شِقْوَتُنَا
bahtsızlığımız
وَكُنَّا
ve biz olduk
قَوْمًا
bir topluluk
ضَآلِّينَ
sapık

ḳâlû rabbenâ galebet `aleynâ şiḳvetünâ vekünnâ ḳavmen ḍâllîn.

Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk."

Tefsir

رَبَّنَآ
Rabbimiz
أَخْرِجْنَا
bizi çıkar
مِنْهَا
bundan
فَإِنْ
eğer
عُدْنَا
bir daha dönersek
فَإِنَّا
artık biz gerçekten
ظَٰلِمُونَ
zalimleriz

rabbenâ aḫricnâ minhâ fein `udnâ feinnâ żâlimûn.

"Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, tekrar günaha dönersek, doğrusu zulmetmiş oluruz."

Tefsir

قَالَ
buyurdu ki
ٱخْسَـُٔوا۟
sinin
فِيهَا
orada
وَلَا
ve
تُكَلِّمُونِ
bana bir şey söylemeyin

ḳâle-ḫseû fîhâ velâ tükellimûn.

Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

Tefsir

إِنَّهُۥ
gerçek şu ki
كَانَ
idi
فَرِيقٌ
bir zümre
مِّنْ عِبَادِى
kullarımdan
يَقُولُونَ
diyorlar
رَبَّنَآ
Rabbimiz
ءَامَنَّا
inandık
فَٱغْفِرْ
bağışla
لَنَا
bizi
وَٱرْحَمْنَا
ve bize acı
وَأَنتَ
ve sen
خَيْرُ
en hayırlısısın
ٱلرَّٰحِمِينَ
acıyanların

innehû kâne ferîḳum min `ibâdî yeḳûlûne rabbenâ âmennâ fagfir lenâ verḥamnâ veente ḫayru-rrâḥimîn.

Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

Tefsir

فَٱتَّخَذْتُمُوهُمْ
siz onları aldınız
سِخْرِيًّا
alaya
حَتَّىٰٓ
nihayet
أَنسَوْكُمْ
size unutturdular
ذِكْرِى
beni anmayı
وَكُنتُم
ve siz
مِّنْهُمْ
onlara
تَضْحَكُونَ
daima gülüyordunuz

fetteḫaẕtümûhüm siḫriyyen ḥattâ ensevküm ẕikrî veküntüm minhüm taḍḥakûn.

Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

Tefsir